Okula gitmek zorunda mıyım?

Okula gitmek zorunda mıyım?

Yaz mevsimi bitmiş sıcak havalar yerini sonbahar mevsimine bırakmıştı. Okulların açılma vakti gelmiş alper' i bir heyecan sarmıştı. Yaşasın anaokuluna gideceğim. Yeni arkadaşlarım olacak diye heyecanlandı. Alper' in annesi alınan okul eşyalarını getirdi ve alper' e gösterdi. Nihayet sabah olmuştu ve okul günü gelmişti. Servis alper' i bekliyordu. Alper annesini ve babasını öptü ve gülümseyerek servise bindi. Servisçi amca alper' i alarak okulun yolunu tuttu. Alper okula geldiğinde öğretmeni ve arkadaşlarıyla tanıştı ve onlarla eğlenceli vakit geçirdi. Eve gitme vakti geldiğinde alper yarın tekrar okula gelme heyecanıyla servise biner ve evde annesine yaşadıklarını heyecanla anlatır. Fakat sonra alper gün geçtikçe anaokuluna gelmenin sıkıcı olduğunu düşünür ve hergün okula gitmek zorunda mıyım der ve hergün servis şoförüne ben okula gitmek yerine servis şoförü olmak istiyorum der ve alper gözlerini kapatıp soför amcasının yanına geçer. Artık alper direksiyonun başında servis şoförü olmuştur. Servisçi amcasının yaptığı gibi gidiyor. Arada kornaya basıyor yolları dolaşıyordu. Alper gözlerini açtığında artık evine gelmiştir. Koşarak eve gider. Çantasını çıkartıp koşarak dedesinin yanına gider. Dedesi alper' in bu heyecanının sebebini merak etmiştir.
Alper, dedeciğim artık okla gitmek yerine servis şoförü olmak istiyorum der.
Dedesi, alper' e servis şoförü olmanın zor olduğunu fakat istersen deneyebileceğini söyler. Alper kendisi bir gün şoför olur. Ama hergün aynı şeyi yapmanın sıkıcı olduğunu farkeder. Bu arada servise binen çocuklar hergün anaokulunda yaptıkları eğlencelerden bahsederler. Dışarıda oyun oynayan çocukları görür ve bu mesleğin ona göre olmadığını anlar ve eve geldiğinde dedesine ben artık şoför olmak istemiyorum çok sıkıcı arkadaşlarım benden daha çok eğleniyorlar der. Dedeside, evet alperciğim senin yaşıtlerının anaokuluna gitmesi ve arkadaşlarıyla oyun oynaması gerekiyor. Büyüdüğünde istediğin mesleği seçebilirsin der.

* EĞER bir çocuk korku içinde yaşarsa korkmayı öğrenir.
* EĞER bir çocuk kıskançlık içinde yaşarsa nefret etmeyi öğrenir.
* EĞER bir çocuk kin ve nefret içinde yaşarsa, düşmanca duygular geliştirmeyi öğrenir.
* EĞER bir çocuk vermeyi öğrenirse sevmeyi öğrenir.
* EĞER bir çocuk ona cesaret veren bir çevrede yaşarsa kendine güvenmeyi öğrenir.
* EĞER bir çocuk onu öven bir çevrede yaşarsa oda taktir etmeyi öğrenir.
* EĞER bir çocuk sevilirse sevmeyi öğrenir.
* EĞER bir çocuk kendine değer veren bir çevrede büyürse bir gayesi olduğunu öğrenir.
* EĞER bir çocuk daima dürüst muamele görürse adaletli olmayı öğrenir.
* EĞER bir çocuk daima dostluk güler yüz ve anlayış gösteren bir çevrede yaşarsa dünyanın içinde yaşanacak bir yer olduğunu öğrenir