Sevgiyi Doyasıya Vermek Ama Nasıl?

Sevgiyi Doyasıya Vermek Ama Nasıl?

"SEVGİYİ DOYASIYA VERMEK!"AMA NASIL?

Çocuğunuza verdiğiniz değeri ona hissettirmeniz, kendi ile barışık, özüne güvenen, hak ettiği değeri dışarılarda aramayan bir birey olmasının temellerini oluşturur. Ebeveyni ile yakın ilişkiler kurmasına, kendini rahat ifade etmesine, uyumlu olmasına yardımcı olur. Sevgiye kaliteli doyum, çocuğun olası duygusal sorunlarının ( alt ıslatma, tırnak yeme, masturbasyon gibi) da önünü kapatmış olur. Ergenlikte veya yaşamın herhangi bir döneminde stresle başa çıkma da erken çocukluk döneminde hakiki sevgi almaya bağlıdır. Hepsinden önemlisi tatminkâr birey, huzurlu aile, gelişmiş toplum için, sevildiğini bilen, olduğu gibi kabul edilen, kendini değerli hisseden çocuklar yetiştirmek gerekir.

Her insan, her çocuk için hayatta olmazsa olmaz olan en önemli unsurlardan biri de "eğitim"dir. Eğitimde hedeflenen neticeye ulaşmak için vazgeçilmez faktör de "sevgi"dir. Araba benzinsiz hareket etmediği gibi, eğitim de sevgiye doymamış bir bireye kazandırılamaz.

Sevginin eğitimdeki etkisini anlatan bir örneği sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Bir profesör yaptığı araştırma gereği asistanlarını varoşların olduğu bir bölgeye gönderir. 200 ilkokul öğrencisi üzerinde yapılan araştırma sonuçlarını asistanlar şu şekilde ifade ederler. "Bu sosyo- ekonomik ortamda olan öğrenciler gelecekte hiçbir meslekte başarılı olamazlar!"

Yıllar yılları kovalar. Bu çalışma bir başka araştırmacının eline geçer. Öğrencilerin bugünkü durumlarını merak eder. Bölgeye gidip neticeyi kendisi görmek ister. Gözlemleri karşısında çok şaşırır. Öğrencilerin 178'inin öğretmen-avukat- doktor- mühendis gibi çok güzel mesleklerde olduklarını görür.

Kalan 22 öğrencinin de bir kısmının vefat ettiğini bir kısmının da ev hanımı olduklarını öğrenir. Merak edilen en önemli husus bu başarının kaynağının ne olduğudur? Sorduğu her kişi ilkokul öğretmenlerinin bu başarılarında etkili olduğunu söyler. Hayatta olan, yaşlı öğretmen hanımı ziyaret eden araştırmacı merakla sorar:

-Siz bu kadar başarılı öğrencileri yetiştirmek için ne yaptınız? Öğretmen Hanım cevap verir:

- Çok kolay! Onları çok sevdim!

Sevginin sunum şeklinde en önemli husus, koşulsuz olmasıdır. Çocuğunuzu koşullu sevip sevmediğinizi keşfetmenizin yolu ifadelerinizi irdelediğinizde anlaşılır. Seni seviyorum, diye başlayıp, çünkü çok düzenlisin! çünkü çok çalışkansın! Diye devam eden cümleler de sevgi hep bir şarta bağlanmıştır. Düzenli olmaya, çalışkan olmaya... Bu şartlar, sevginin inanılmaz gücünü azaltır, bazen de etkisiz bırakır. Hatta yaratılırken tercih hakkı sunulmadan verilen göz, saç rengi gibi özellikleri açısından çocukların sevilmesi, çocukta çok derin yaralar açar. (Gurur veya aşağılık kompleksi gibi..) Hem de Yüce Yaratıcı'ya karşı saygısızlık olur. Koşulsuz sevgi; davranışlarıyla değerlendirmek yerine çocuğumuzu olduğu gibi kabul edip, onaylamaktır. Onaylandığı, anlaşıldığı bir ortamda hem çocuğunuz sevildiğini anlayacaktır, hem de eğitim daha kolay olacaktır. Kaldi ki masum çocuklarımızı sevmemiz için herhangi bir sebebe ihtiyaç var mı!

YAZIMIZIN DEVAMINI HAFTAYA SİZLERLE PAYLAŞACAĞIZ. KAÇIRMAYIN !!!

BEŞ SEVGİ DİLİ

Sevgi dillerini araştırmacı Gary Chapman ve Dr.Gray beş başlıkta toplamıştır. Bunlar: fiziksel temas, onay sözcükleri, nitelikli beraberlik, armağan alma, hizmet davranışlarıdır.

BİRİNCİ SEVGİ DİLİ; Fiziksel Temastır

Fiziksel temas, özellikle çocuğun dünyaya gelmesi ile başlar. Yapılan araştırmalar ilk on sekiz ayda özellikle anne çocuk ilişkisi ile duygusal sağlığın temellerinin atıldığını belirtir. Yetişkinlerin dahi her gün yaşamak için 4, iyileşmek için 8, büyümek için 12 kez kucaklanmaya ihtiyacı olduğunu bildirmektedirler.*

Fiziksel temasın ifade şekli kucaklama ile sınırlı kalmaz. Örneğin çocuğunuzu sırtınızda gezdirmeniz, güreş yapmanız, saçını okşamanız, hepsi fiziksel sevgi ifadeleridir. Bu maddede ifade etmek istediğimiz önemli bir husus şu ki, "Dayak, insan eğitiminde asla tasvip edilemez ancak sevgi dili, fiziksel temas olanlarda şiddet uygulamak, diğer sevgi dilleri önceliği olanlara göre daha ağır izler bırakır.

İKİNCİ SEVGİ DİLİ; Onay Sözcükleridir.

Çocuklarımıza kullandığımız kelimeleri özenle seçmemiz gerekir. Çünkü ağzımızdan çıkan her kelime çocuğumuzun bilinçaltını yapılandırır. Sevgi dili onay sözcükleri olan çocuklarımız için ise sadece günlük hayatta kullandığımız kelimeler değil, sevgimizi ifade ederken kullandığımız sözcükler de önem kazanır. Sevgi, şefkat ifade eden; seni çok seviyorum, çok tatlısın, seni takdir ediyorum, şu alanlardaki başarılarını görüyorum" gibi kelimeler cömertçe her zaman söylenmelidir.

Onay sözcükleri kullanırken şu noktalara dikkat edilmelidir:

Özellikle çocuğunuz güzel bir iş yapıp övgü beklediğinde kullanmanız, en akıllıca olanıdır. Çocuklarınızın çaba gösterdikleri alanlarda takdirinizi esirgemezseniz farklı sahalarda da başarılarının temelini atmış olursunuz. Örneğin; "Resim yapmak için bu konuda gösterdiğin gayreti tebrik ediyorum. Odanı toplamak için ne kadar çok çaba sarf etmişsin! Bravo..." vb. Bu sözleri duyan çocuk, olumlu bakış açısını, takdir etmeyi, iyilik avcısı olmayı da öğrenecektir

Çocuğunuzun başarılı olmadığı hususlarda övgü sözcüklerini kullanmamalısınız. Bu durum inandırıcılığınızı yıkar.

Bilinç altı, çocukluktan itibaren alınan telkinler ile oluştuğu için ebeveyne düşen en önemli görev; olumlu ifadeler kullanamayacağı durumlarla karşılaştığında susmasıdır. Zirâ o an ağzından çıkan olumsuz sözlerin bilinçaltından temizlenmesi çok zaman alabilir.

Olumlu telkinler olarak "çok iyi, bravo, güzel, gayretinden dolayı tebrikler" gibi sözleri kullanmada çocuklarımıza karşı lütfen cimri davranmayalım.

Çocuğunuzun sevgi dili onay sözleri ise biricik yavrunuza "Seni sevmiyorum. Artık senin annen (veya baban) olmayacağım." derseniz, birkaç gün kendine gelemeyeceğini söyleyebiliriz. Bu tür olumsuz tabloların oluşmaması için ifadelerinize dikkat etmenizi, istemeden olursa özür dilemenizi öneririz.

ÜÇÜNCÜ SEVGİ DİLİ; Nitelikli Beraberliktir.

Nitelikli beraberlik; sadece çocuğa odaklanılarak, göz temasının kurulduğu, seviyesine eğilerek yaşanılan birlikteliktir. Ebeveynin, çocuğunun bu ihtiyacını karşılamak için her türlü fiziksel pozisyona ve ortama hazır olması gerektiğini başlangıçta belirtmek isteriz. Örneğin halı üzerinde birlikte yılan gibi sürünmek, yerde top oynamak vb. Tabii bunun için sadece rahat kıyafetlerinizin olması yetmez. Fiziksel ve ruhsal olarak da enerjik olmanız gerekir. Gün boyu yoğun bir mesainin ardından çocuğunuza zaman ayırmadan önce biraz dinlenebilir veya sizi dinamik kılacağına inandığınız çalışmaların sonunda birlikteliğinizi gerçekleştirebilirsiniz. Biricik yavrunuzla beraberlik, sadece onu mutlu etmeyecek, sizin için de aktif dinlenme olacaktır. Çocuğunuzla nitelikli zaman geçirme fırsatı doğduğunda hikaye okuyabilir, birlikte geziye çıkabilir, oyunlar oynayabilirsiniz. Hatta yemek vakitlerinde kaliteli sohbetler de nitelikli zaman geçirme faaliyetlerine dahil edilebilir. Yapılacak aktiviteye çocukla birlikte karar verilmesi en güzel olanıdır. Burada dikkatinizi çekmek istediğimiz bir diğer husus; "hazır fırsatını bulmuşken çocuğuma nasihat edebildiğim kadar edeyim" diye düşünmemenizdir. Birlikteliğiniz esnasında sizin her hal ve hareketiniz çocuğunuza kazandırmak istediğiniz özellikler için en etkili araç olacaktır. Ayrıca okuduğunuz kitaplarla da çocuğunuza vermek istediğiniz eğitim doğrultusunda anlatımlarda bulunabilirisiniz. Hikaye tamamlattırarak iç dünyasını öğrenebilir, bu esnada hayal dünyasının genişlemesine, dil ve anlatımının gelişmesine de yardımcı olabilirsiniz.

Birden fazla çocuğu olan aileler için önerilerimizi özetleyecek olursak; anne baba olarak çocukları aranızda zaman zaman bölüştürerek teke tek sevgi verebilirsiniz. Hafta sonlarında bazen bir çocuğunuzla sonra diğeri ile yemeğe çıkabilirsiniz. Hepsi ile birlikte oyunlar tertipleyebilir, bazen de büyüğün küçük ile ilgilenmesini sağlayabilirsiniz.

Çocuğunuz eğer sizinle kendisinin ilgi odağı olduğu nitelikli beraberlikler yaşamıyorsa, sevgi ihtiyacını karşılamak için her türlü –dikkat çekme maksatlı- yaramazlıklarına da hazırlıklı olmalısınız.

Nitelikli zaman değerlendirmelerinin suresi kısa da olsa içeriğinin yoğunluğu çok önemlidir. Bu şekilde olan paylaşımların, çocuğa sunacağı değer, süresi uzun fakat içeriği fakir olanlara tercih edilmelidir.

DÖRDÜNCÜ SEVGİ DİLİ; Armağan Alınmasıdır.

"Hangi çocuk kendisine armağan alınmasından hoşlanmaz ki?" şeklinde bir soru gelebilir aklınıza! Bütün çocuklar bu davranışla mutlu olsalar da sevgi dili armağan alınması olan çocuklar kadar kimse sevinemez. Bu çocuklar kendilerine armağan verildiğinde içlerinde büyük bir coşku ve mutluluk hissederler. İçlerinde kabaran bu coşkuyu başkalarına da hissettirerek sevgilerini ifade etmeyi düşünürler. Dolayısı ile armağan vermekten de almaktan da çok hoşlanırlar. Çocuklara alınan her türlü hediyede dikkat edilmesi gereken birkaç hususu belirtmek istiyoruz;

Armağan yalnızca çocuğa verilip kenara çekilmemeli, sevgi ile harmanlanarak sunulmalıdır. Örneğin' başarını tebrik ediyoruz kızım, sevgilerle...' gibi onay sözleri ile verilebilir
Sevginizi ifade etmek için, armağan sunarken asla herhangi bir koşula bağlı kalınmamalıdır. Örn: "Şu konuda şöyle davranırsan armağanı hak edersin" denilmemelidir.
Armağanın ücreti çocuk için önemli değildir ve olmamalıdır. Eğer "mutlaka pahalı oyuncak veya şu markada olmalı" şeklinde düşünülür ve çocuğa da bu ifade edilirse; materyalist, dış görünüşe gereğinden fazla önem veren, bir çocuk yetiştirmiş olunur. Örn; lüks markalı hediye alayım şeklinde düşünerek armağanı geciktirilmemelidir. Çikolata, kitap, şeker, origami ile yapılmış çiçek kukla vb. de çok güzel sevgimizi sunma araçları olabilir.
Hediye, mutlaka paketle sunulmalıdır ki 'çocuğunuza özel' olma yönünü korusun. Örneğin çikolata dahi paketle sunulduğunda bir orijinallik kazanır.
Alınan oyuncağın sadece mutluluk vermesi değil çocuğunuzun farklı yönlerden eğitimine katkısı olup olmadığı da sorgulanmalıdır. Ayrıca "Ne kadar süre dayanır? Çocuğunuza hangi alanlarda faydalı olacak? Fiyatı bütçemize uygun mu?" sorularının cevabı da araştırılmalıdır.
Hiç bir oyuncağın anne baba ile birlikteliğin yerini tutamayacağı unutulmamalıdır.
Sadece ebeveynin değil, yakınlarınızın da belirli aralıklarla çocuğunuza hediye sunmasına fırsat verilmelidir. Çocuğunuzun sahip olduğu yeni oyuncaklar ile armağanların öneminin kaybolmaması için ara sıra bir kısmı kaldırılıp özleterek çıkarılabilir birkaç bölüme ayırıp dönüşümlü olarak da verilebilir. Mümkünse armağanlar çocukla birlikte seçilebilir. Ancak paketlenerek sevgi sözleri ile sunulmasına özen gösterilmelidir.
Çocuğunuza verdiğiniz armağan bir kaza sonucu zarar gördü ise asla "sen zaten böyle bir hediyeye layık değilsin, almakla hata ettim" gibi sözler sarf ederek çocuk incitilmemelidir.
Armağan alırken bazı ebeveynlerin yaptığı hata, çocukluğunda oynayıp tatmin olmadığı oyuncakları kendi evladı istemese de satın almaktır. Eğer böyle bir durumda iseniz; sevdiğiniz, çocukluğunuzda tatmin olamadığınız oyuncaklarla iş yerinizde kendinize bir köşe oluşturabilirsiniz!

Bir çocuğun sevgi dili armağanlar ise ona her istediğini alma zorunluluğu hissedilmemelidir. Çünkü bu durum çocukta doyumsuzluk ve tatminsizlik ile neticelenir. Bu konuda dengeli olunmalı bazen hayır denilebilmelidir. Örneğin ayda bir kez oyuncak satın alınması kuralınız varsa ve çocuğunuz ısrarla yeni oyuncak istiyorsa bir süre beklemesi gerektiği açıklanarak kuralımızdan dönülmeyebilir.

BEŞİNCİ SEVGİ DİLİ; hizmet davranışlarıdır.

Her ebeveyn, bilinçli bilinçsiz olarak evladına hizmet davranışları sunar. Çocuğunuzu yedirmeniz, giydirmeniz,kendi emeğinizle bir şeyler örmeniz kısacası her turlu ihtiyacını karşılamanız hizmet davranışları içinde yer alır.Özellikle Türk toplumunda bu davranışlar ebeveynler tarafından evlatlarına yönelik ömür boyu sürer.

Hizmet davranışları ile çocuğunuzu sevgiye doyururken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar su şekilde sıralanabilir;

Hizmet davranışları çocukların gelişim özelliklerine uygun olmalıdır. Örneğin iki yaşındaki bir çocuğa yemek yedirmek; hizmet davranışından ziyade gelişimini engellemek olur. Fakat aynı çocuğa 'Sevdiğin yemeği senin için hazırladım!' diyerek ikram etmek hizmet davranışı olur.

Tüm yapılan fedakarlıkların ardından kesinlikle "Sana bu kadar hizmet ediyorum. Yemedim yedirdim... karşılığı bu muydu?" gibi sözler sarf edilmemelidir. Bu durum çocuğumuzun psikolojisini alt üst etmekle kalmaz, başkalarına yaptığı davranışlarda onun da karşılık beklemesine sebep olur.

Hizmet davranışları çocuğumuzu istediğimiz kalıba koyma maksatlı gösterilmemelidir. Bu tavır bencillik oluşturur. Çocuğunuz da bu amaçla çevresine hizmet davranışlarını sergileyebilir. Sevgi havuzunu doldurma maksatlı yapılan hareketlerin diğerlerinden önemli farkı sevgi dolu olmasıdır.

Çocuğunuza sunduğunuz her hizmet davranışı, içten gelen bir istek sonucu ortaya çıkar. Aksi halde duygusal ihtiyaçlar karşılanmamış olur. Ebeveynlerdeki şefkat duygusu da bu davranışları sergilemede en büyük yardımcı olarak verilmiştir. Zaten her anne ve baba evlatlarına fedakârlıkta bulunmaktan büyük zevk alır. Örneğin; çocuğu için uykusuz kalmak, şahsi hayatı ile ilgili özel isteklerinin yerine çocuğunun ihtiyaçlarını rahatlıkla tercih etmek her ebeveyni mutlu kılar. Ayrıca her anne baba beklentisizliği de öğrenmelidir. Ana babalık çocuklarımıza hayat boyu değişik şekillerde hizmet etmek demektir.

Ebeveynlere önerimiz; hastanelerde, vakıflarda veya yardıma ihtiyacı olan şahıslara hizmet davranışında bulunurken çocuğunuzu da beraberinizde bulundurmanızdır. Çocuklar sizi model alarak çok kolaylıkla bu davranışları sahiplenirler. Neticede başkalarına yardımcı olmayı övünç kaynağı olarak görürler.

Çocuğumuzun Sevgi Dili Nasıl Anlaşılır?

Okul öncesi dönemde sevgi dillerinin beşini de çocuğunuza sunmanız gerekir. Çünkü çocuğunuzda hangi sevgi dili baskın olursa olsun, her çeşidine de ihtiyacı vardır. Böyle bir tutum hem çocuğunuzun sevgiye doymasına hem de çevresine göstermesine yardımcı olacaktır. 5 yaşına kadar da çocuğunuzun baskın olan sevgi dili daha sonra değişebilir.

Çocuğunuzun fıtratında hangi sevgi dilinin baskın olduğunu öğrenmenin en kısa yolu tercih sunmanızdır. Tercihleriniz çocuğunuzun zevklerine göre şu şekilde olabilir:

Sana kışlık bot mu alayım (armağan dili) yoksa seninle güreşelim mi?(fiziksel temas)

Şimdi sana yeteneklerini ifade eden bir şiir mi yazayım? (onay sözleri) Yoksa en çok sevdiğin pudingli pastayı mı yapayım? (hizmet davranışları)

Şimdi sana meyve suyu mu hazırlayayım? (hizmet davranışları) yoksa birlikte parkta mı yürüyelim? (nitelikli beraberlik)

Çocuğunuzun genel olarak yapacağı tercihler, sevgi dilini belirler. Çocuklarımızın tercihlerini bilmek için 'annem veya babam beni seviyor çünkü... oyunu oynanabilir. Çocuğunuzun 'Annemi seviyorum çünkü bizimle oyun oynuyor\ Babamı seviyorum çünkü benimle her gün güreş yapıyor' gibi ifadeleri ebeveynlere çocuklarının sevgi dilleri hakkında bilgi verecektir.

Sizin ve çevresinin etkisi altında kalmadan çocuğunuzun arkadaşlarına sevgisini en fazla ifade ediş tarzı da ipucu olabilir. Ancak bu seçenek genellikle zayıf bir tespit aracıdır. Çünkü çocuğunuz sevgiyi almak istediği tarzda başkalarına vermeyebilir. Örneğin fiziksel temasınız ile sevginizi alır fakat size armağan alarak sevgisini ifade edebilir. İnsanoğlunun sevgiye olan ihtiyacı ömür boyu devam etmektedir.

Bununla birlikte okul öncesi dönemde oluşan ihmalin daha sonra telafisi, çocuğu da ebeveyni de oldukça yorar. Ebeveynlerin yoğun sorumluluklarına rağmen yaşamın bu altın yıllarını iyi değerlendirmeleri hem sağlıklı bir neslin temelini atacak hem de çocukları ile güzel anılara sahip olmalarını sağlayacaktır.

Sevgi dillerini tanıdıktan sonra son olarak birkaç nokta üzerinde durmak istiyoruz,

"Çocuğumun sevgi dilini keşfettikten sonra diğer sevgi dillerini kullanmama gerek yok!" diye düşünmemelisiniz. Kaliteli bir eğitim, sağlıklı bireyler, başarılı bir toplum görmek isteyen her ebeveyn, evladına sevgisini beş farklı tarzda da gösterebilmelidir.
Çocuğunuza ihtiyacına uygun sevgi dilini sergiledikten sonra hayatımızda her şeyin mucizevi bir şekilde değişeceği de düşünülmemelidir. Çocuğunuza iyi bir eğitim vermek için sevgi deposunu doldurarak sadece ilk adımı atmış olursunuz.
Çocuğunuza her dilde sevgiyi sunmanız onun da çevresine farklı tarzlarda sevgisini ifadeyi öğretecektir.
Sizin için en değerli varlık olan evlatlarınızı ne kadar da çok sevseniz, eğer çocuğunuzun algıladığı şekilde sevginizi ifade etmezseniz, ona sevildiğini hissettiremezsiniz.

Çocuğun sevgi dilini keşfetmek, çocuğun sevgi deposunu dolduracağından sizinle işbirliğine daha kolay giren ve sevildiğini doyasıya anlayan, tatminkar çocuklar yetiştirme kolaylığı sağlar.